Bilim insanları, saksı yılanında partenogenez veya bakire doğumunu anlama konusunda ilerleme kaydediyor. Bu minik, görme engelli sürüngen, türünün tamamı dişi olduğu için benzersizdir.
Science Advances'ta yayınlanan bir çalışma, saksı yılanının genomunu haritaladı. Araştırmacılar, yılanın triploidi adı verilen bir durum olan üç alt genoma düzenlenmiş 40 kromozomu olduğunu keşfetti. Yumurtalıklarındaki gen aktivitesi, eşeysiz üreme olmadan mayozu nasıl yönettiğini gösteriyor.
Partenogenez bazı sürüngenlerde görülse de, bu araştırma insan trizomileri hakkında fikir verebilir. Bu durumlar genellikle insanlarda doğum kusurlarına neden olur. Peter Uetz'e göre, saksı yılanlarında neden böyle olmadığını anlamak, insanlar için potansiyel uygulamalara yol açabilir.
Genetik çeşitlilik, bir türün hayatta kalması için çok önemlidir ve değişen ortamlara uyum sağlamasına olanak tanır. Eşeyli üreme, iki ebeveynden genetik materyali birleştirerek çeşitlilik yaratır. Partenogenez, erkek katkısını ortadan kaldırır ve yalnızca dişinin genetik bilgisini kullanır.
Bu eşeysiz üreme, omurgasızlarda ve bazı omurgalılarda yaygındır, ancak genomik damgalama nedeniyle memelilerde yaygın değildir. Saksı yılanları, yalnızca partenogeneze dayanan zorunlu partenogenlerdir. Fakültatif partenogenler, eşeyli ve eşeysiz üreme arasında geçiş yapabilir.
Saksı yılanları, saksılarda kazara taşınması nedeniyle genellikle dünya çapında bulunan küçük, kazıcı yılanlardır. 1987'den beri hepsinin dişi olduğu biliniyor. Son çalışma, DNA'larını analiz etti ve diğer yılan türleriyle karşılaştırdı.
Araştırmacılar, saksı yılanının diploid Diard'ın kör yılanı ve Cantor'un sıçan yılanının aksine, üç kromozom setiyle triploid olduğunu buldu. Gen aktivitesi analizi, saksı yılanındaki bazı genlerin kapandığını, DNA onarım genlerinin ise aşırı çalıştığını gösterdi.
Çoğu hayvanda mayoz, üreme hücrelerindeki kromozom sayısını yarıya indirir. Saksı yılanları, mayozdan önce genomlarını ikiye katlayabilir, bu işleme premeiyotik endoreplikasyon denir. Bu, benzersiz kromozom sayılarını korumalarına yardımcı olur.
Partenogenezi tam olarak anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Matthew Fujita, bu bilgilerin zararlı mutasyonların nasıl biriktiğini ortaya çıkaracağını umuyor. Bu bilgi, koruma çabalarına yardımcı olabilir ve biyolojik çeşitliliği koruyabilir.
Fujita, potansiyel olarak tehlike altında olan partenogenetik bir kertenkele olan Dixon'ın kırbaç kuyruğunu incelemeyi planlıyor. Bu eşsiz türler hakkında daha fazla bilgi edinmek için doğal çeşitliliğe değer vermenin önemini vurguluyor.