Brenda Milner'ın sinirbilim ve bilişsel psikoloji alanındaki çığır açan çalışmaları, özellikle McGill Üniversitesi'ndeki hasta Henry Molaison (H.M.) üzerine yaptığı araştırmalar, hafıza sistemleri anlayışında devrim yarattı. 1953'te epilepsiyi kontrol altına almak amacıyla yapılan bir beyin ameliyatı sonrasında şiddetli amnezi yaşayan H.M., önemli bir vaka çalışması haline geldi.
McGill Üniversitesi'nde profesör olan Milner, klinik nöropsikoloji ve bilişsel sinirbilimin kurucularından biri olarak kabul edilir. H.M.'nin ameliyatı, yeni uzun süreli hafızalar oluşturmasını engelleyen anterograd amneziye neden oldu. Ancak, ameliyattan önceki bazı anıları hala hatırlayabiliyordu.
Yeni bildirimsel hafızalar oluşturma yeteneğine sahip olmamasına rağmen, Milner, H.M.'nin ayna çizimi gibi motor becerilerini öğrenme sürecini bilinçli olarak hatırlamadan öğrenebildiğini keşfetti. Bu bulgu, beyin içindeki çoklu hafıza sistemleri kavramına yol açtı.
Milner'ın araştırması, farklı hafıza türlerinin farklı beyin yapılarına dayandığını gösterdi. H.M.'nin vakası, hipokampusun yeni uzun süreli hafızalar oluşturmadaki kritik rolünü vurguladı. Çalışması, hafızanın tek, birleşik bir işlev değil, çalışma, prosedürel, epizodik ve semantik hafıza dahil olmak üzere bir sistemler koleksiyonu olduğu fikrini ortaya koydu.
Milner'ın içgörüleri, beyin fonksiyonu ve hafıza anlayışını derinden etkiledi ve uluslararası araştırmaları etkiledi. Çalışması, hipokampus dahil olmak üzere medial temporal lobun, uzun süreli hafızalar oluşturmak için çok önemli olduğunu gösterdi.