Türkiye, 16 Temmuz 2025 - Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması (CEPA), ekonomik bir perspektiften değerlendirildiğinde, Türkiye için önemli fırsatlar sunuyor. Bu anlaşma, ticaret, yatırım, teknik standartlar ve fikri mülkiyet haklarının korunması gibi 24 temel unsuru içeriyor. CEPA'nın Türkiye ekonomisine etkilerini inceleyelim.
Ekonomik açıdan bakıldığında, CEPA'nın en önemli hedeflerinden biri, Türkiye'nin AB'ye ihracatını artırmak. Anlaşma, özellikle tekstil, palmiye yağı, yenilenebilir enerji ve yarı iletkenler gibi sektörlerde ihracatın artmasını hedefliyor. Bu durum, Türk ekonomisi için yeni pazarlar ve gelir kaynakları yaratma potansiyeli taşıyor. Örneğin, anlaşma sayesinde Türkiye'nin tekstil ihracatının önümüzdeki üç yıl içinde %50 oranında artması bekleniyor. Bu artış, Türk tekstil sektöründeki şirketlerin büyümesine ve istihdamın artmasına katkı sağlayacak.
CEPA aynı zamanda, Türkiye'ye yapılan doğrudan yabancı yatırımların (DYY) artmasına da yardımcı olabilir. Anlaşma, yatırım ortamını iyileştirerek, AB üyesi şirketlerin Türkiye'ye yatırım yapmasını teşvik ediyor. Bu durum, Türkiye'ye yeni teknolojilerin gelmesini, üretim kapasitesinin artmasını ve rekabet gücünün yükselmesini sağlayabilir. Örneğin, AB'den Türkiye'ye yapılan yatırımların, anlaşma sayesinde %20 oranında artması öngörülüyor. Bu da Türkiye ekonomisi için uzun vadeli bir büyüme ve kalkınma anlamına geliyor.
Ancak, CEPA'nın Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri sadece olumlu olmayabilir. Anlaşma, bazı sektörlerde rekabetin artmasına ve yerel üreticilerin zorlanmasına neden olabilir. Bu nedenle, Türkiye'nin CEPA'dan en iyi şekilde faydalanabilmesi için, rekabet gücünü artıracak ve yerel üreticileri destekleyecek politikalar uygulaması gerekiyor. Örneğin, hükümetin, KOBİ'lere yönelik destek programlarını güçlendirmesi ve teknoloji transferini teşvik etmesi önem taşıyor.
Sonuç olarak, Türkiye ile AB arasındaki CEPA, Türkiye ekonomisi için önemli fırsatlar sunan bir anlaşmadır. Ancak, bu fırsatlardan tam olarak yararlanabilmek için, Türkiye'nin rekabet gücünü artırması ve yerel üreticileri desteklemesi gerekiyor.