Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Başbakan Benjamin Netanyahu da dahil olmak üzere İsrailli liderler tarafından işlendiği iddia edilen savaş suçlarına ilişkin soruşturmasının ardından uygulanan yaptırımlar nedeniyle 2025'te önemli operasyonel zorluklarla karşılaştı. Başsavcı Karim Khan gibi kilit personeli özellikle etkileyen bu yaptırımlar, e-posta erişimi ve bankacılık gibi temel işlevlerde aksamalara yol açtı.
Eski Başkan Donald Trump tarafından yetkilendirilen ABD yaptırımları, uluslararası adaleti ve UCM'nin bağımsızlığını baltaladığı gerekçesiyle geniş çapta kınandı. Yaptırımlar, yalnızca UCM yetkilileri için değil, aynı zamanda mahkemenin çalışmalarını destekleyenler için de varlıkların dondurulmasını ve giriş yasaklarını içeriyor. Bu, bazı STK'ların ve hizmet sağlayıcıların UCM ile etkileşim kurmaktan çekinmesiyle ürkütücü bir etki yarattı.
Bu zorluklara rağmen UCM, Filistin'deki duruma ilişkin soruşturmalar ve savaş suçlarıyla suçlanan kişilere yönelik tutuklama emirleri de dahil olmak üzere çalışmalarına devam ediyor. Ancak yaptırımlar, mahkemenin tutuklama emirlerini uygulama, tanık işbirliğini sağlama ve küresel çatışmaları etkili bir şekilde soruşturma yeteneğini şüphesiz engelledi. AB'nin UCM'yi bu yaptırımların etkilerinden korumak için somut adımlar atması istendi.