Fransa'nın kamu borcunu ele alma çabaları, ekonomik çevrelerde yakından takip ediliyor. 15 Temmuz 2025'te Başbakan François Bayrou tarafından açıklanan 'Le Moment' adlı bütçe düzenleme planı, ülkenin GSYİH'sinin %114'ünü aşan kamu borcuna karşı önemli adımlar atmayı hedefliyor. Bu plan, ekonomik açıdan incelendiğinde, hem kısa hem de uzun vadede Fransa ekonomisi üzerinde önemli etkiler yaratması bekleniyor.
Ekonomik bağlamda, planın en dikkat çekici unsurlarından biri, 2026 yılında kamu harcamalarının dondurulması kararıdır. Bu durum, kamu hizmetlerinde kesintilere ve olası işten çıkarmalara yol açabilir. Araştırmalar, kamu harcamalarındaki bu tür kesintilerin, ekonomik büyümeyi yavaşlatabileceğini ve işsizlik oranlarını artırabileceğini gösteriyor. Örneğin, Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından yapılan bir analiz, benzer kemer sıkma politikalarının uygulandığı ülkelerde, ekonomik toparlanmanın geciktiğini ortaya koymaktadır.
Sağlık sektöründen 5 milyar Euro'luk kesinti yapılması ve tıbbi harcamalara yönelik yıllık üst sınırların iki katına çıkarılması da ekonomik açıdan önemli sonuçlar doğurabilir. Bu tür önlemler, sağlık hizmetlerine erişimi zorlaştırabilir ve özellikle düşük gelirli kesimleri olumsuz etkileyebilir. Öte yandan, bu tür kesintiler, kamu maliyesini rahatlatma ve bütçe açığını azaltma hedefine hizmet edebilir. Fransa'nın 2026'ya kadar açığı %4,6'ya düşürme ve 2029'a kadar Avrupa Birliği düzenlemelerine uyma hedefi, ekonomik istikrarın sağlanması açısından kritik öneme sahiptir. Ancak, bu hedeflere ulaşmak için atılan adımların, ekonomik büyümeyi olumsuz etkilememesi ve sosyal huzursuzluğa yol açmaması için dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, Fransa'nın kamu borcuyla mücadelesi, ekonomik açıdan karmaşık bir süreçtir. 'Le Moment' planının başarısı, hükümetin uygulayacağı politikaların etkinliğine, ekonomik koşulların gelişimine ve toplumun bu politikalara göstereceği tepkiye bağlı olacaktır. Yunanistan örneğinde olduğu gibi, ekonomik krizlerin önlenmesi için atılan adımlar, hem ekonomik istikrarı sağlamalı hem de sosyal adaleti gözetmelidir.