Çin, Tibet'in Nyingchi bölgesinde Yarlung Tsangpo Nehri üzerinde dünyanın en büyük hidroelektrik santralinin inşaatına resmen başladı. Başbakan Li Qiang'ın katıldığı törenle duyurulan proje, yıllık 300 milyar kilovat-saat elektrik üretme kapasitesine sahip olacak ve Üç Boğaz Barajı'nı geride bırakacak. Projenin maliyetinin 1 trilyon yuanı (yaklaşık 137 milyar ABD doları) aşması bekleniyor. Bu yatırım, Çin'in 2060 yılına kadar karbon nötr olma hedefiyle uyumlu ve ülkenin enerji politikalarında önemli bir yer tutuyor.
Projenin inşaat sürecinde ve sonrasında yaratılacak istihdam olanakları, yerel ekonomilere canlılık getirecek. Ancak, projenin finansmanı ve sürdürülebilirliği konusunda bazı sorular da gündeme geliyor. Özellikle, projenin uzun vadeli ekonomik getirileri ve çevresel maliyetleri dikkatle değerlendirilmelidir. Ayrıca, barajın inşası sırasında ortaya çıkabilecek lojistik zorluklar ve malzeme tedariki de projenin maliyetini artırabilir. Bu nedenle, projenin ekonomik etkileri çok yönlü bir yaklaşımla incelenmelidir.
Ocak 2025'te Tibet'te meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki depremde 126 kişi hayatını kaybetmiş ve dört baraj hasar görmüştü. Bu olay, bölgedeki büyük ölçekli projelerin sismik risklerini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu nedenle, inşaat sürecinde deprem riskine karşı alınacak önlemler ve güvenlik standartları büyük önem taşıyor. Uluslararası toplum, projenin çevresel ve jeopolitik etkilerini yakından izlemeye devam ediyor. Özellikle, Hindistan ve Bangladeş gibi komşu ülkelerin su kaynakları üzerindeki potansiyel etkileri endişe kaynağı. Projenin, bölgedeki su kaynaklarının yönetimi ve su güvenliği açısından uzun vadeli etkileri dikkatle değerlendirilmelidir. Gelecekte, benzer projelerin planlanması ve uygulanması sırasında, ekonomik faydaların yanı sıra çevresel ve sosyal etkilerin de dikkate alınması gerekiyor.