Bilim dünyası, Dünya'nın derinliklerinde gizemli bir keşfe imza attı: Yerin altında, yüzey okyanuslarından daha fazla su barındırabilecek devasa bir okyanusun varlığı. Bu çığır açan bulgu, jeolojik süreçleri anlama yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Northwestern Üniversitesi'nden jeologların öncülüğünde yapılan araştırmalar, manto ile çekirdek arasındaki geçiş bölgesinde bulunan ringwoodite mineraline odaklandı. Laboratuvar çalışmaları, ringwoodite'in yapısında su moleküllerini hapsedebildiğini gösterdi. Bu da geçiş bölgesinin suyla neredeyse doygun olabileceği anlamına geliyor. Bu yeraltı okyanusunun varlığı, Brezilya'dan çıkarılan nadir bir elmasın incelenmesiyle doğrulandı. Elmasın içinde bulunan ringwoodite, yaklaşık 660 kilometre derinlikte suyun varlığına dair doğrudan kanıt sağladı.
Bu keşif, tektonik plaka hareketlerini, kaya erimesi ve volkanik aktivite gibi süreçleri etkileyen mantodaki suyun rolünü anlamak için kritik öneme sahip. Türkiye'deki fay hatları ve volkanik bölgeler düşünüldüğünde, bu keşif, jeolojik risklerin değerlendirilmesi açısından da yeni kapılar açabilir. Örneğin, MTA'nın (Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü) yeraltı su kaynakları üzerine yaptığı çalışmalar, bu yeni bulgular ışığında daha da önem kazanabilir. Ayrıca, dünya genelinde deprem araştırmaları yapan kuruluşların, bu yeraltı okyanusunun deprem aktivitesi üzerindeki etkilerini incelemesi bekleniyor. Bu bağlamda, yeraltı okyanusunun büyüklüğü ve jeolojik süreçler üzerindeki etkileri üzerine daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuluyor.