"Dünya bir düzeyde kuantumdur" ve etkileri ancak şimdi anlaşılmaya başlanıyor. Bu yıl, Uluslararası Kuantum Bilimi ve Teknolojisi Yılı, kuantum mekaniğinin yüzüncü yılını kutluyor. Kuantum bilimi, bilişimden navigasyona kadar endüstrilerde devrim yaratmaya hazırlanıyor.
Süperpozisyon ve dolaşıklıktan yararlanan kuantum bilişim, klasik bilgisayarlardan kat kat daha hızlı işlem hızları vaat ediyor. IBM, klasik bilgisayarların binlerce yılını alacak sorunların, kuantum makineleri tarafından dakikalar içinde çözülebileceğini belirtiyor. İşlem gücündeki bu sıçrama, tıp, malzeme bilimi ve yapay zeka gibi alanları dönüştürebilir.
Kuantum iletişim, kuantum olaylarını kullanarak güvenli, şifresi çözülemeyen iletişime odaklanır. Kuantum Anahtar Dağıtımı (QKD), halihazırda test edilen bir protokoldür. Bu arada, kuantum navigasyon, İngiliz araştırmacılar tarafından donanma gemilerinde, uçaklarda ve Londra Metrosu'nda gösterildiği gibi, uydu bağımsız, sıkışmaya dayanıklı navigasyon sistemlerini hedefliyor.
Atomik düzeyde veri toplamayı kullanan kuantum algılama, ölçüm ve navigasyonda doğruluğu artırır. BAE Systems, aşırı hassasiyet elde etmek için kuantum kaynaklarını kullandığını vurguluyor. Kimyasal sensörler, saatler, gravimetreler ve manyetometreler dahil olmak üzere kuantum sensörleri giderek daha yaygın hale geliyor ve havacılık, tıp, jeoloji ve çevre yönetimi genelinde ilerlemeler vaat ediyor.
Kuantum teknolojilerine yapılan küresel yatırım hızla artıyor ve 28 ulusal hükümet tahmini 40 milyar dolar taahhüt ediyor. Çin başı çekerken, İngiltere, ABD ve Almanya gibi ülkeler de önemli yatırımlar yapıyor. Güney Afrika Kuantum Teknolojisi Girişimi (SA QuTI) gibi daha küçük programlar bile yerel kuantum teknolojisi endüstrilerini geliştirmeyi amaçlıyor.