Her kış, binlerce insan kambur balina göçüne tanık olmak için Queensland'in Sunshine Sahili'ni ziyaret ediyor. Sunshine Coast Üniversitesi'nden yeni araştırmalar, bu deneyimin insanların nasıl düşündüğünü, hissettiğini ve davrandığını şekillendirdiğini gösteriyor.
Araştırmacılar, katılımcıları duyduklarına ve gördüklerine odaklanmaya davet ederek balina izleme turlarına katıldı. Katılımcılarla görüşüldü ve deniz ortamına yönelik duygusal tepkilerini ve tutumlarını yakalayan anketler dolduruldu.
Sesler arasında doğal balina seslendirmeleri, kuyruk şaplakları ve önceden kaydedilmiş su altı sesi yer alıyordu. Baş araştırmacı Vikki Schaffer, ekibin seslerin duygusal katılımı ve koruma niyetini nasıl etkilediğini anlamak istediğini söyledi.
Dr. Schaffer, "Duygusal olarak, katılımcılar seslerin kendilerini mutlu, heyecanlı, çok mütevazı, hayranlık içinde ve sakin hissettirdiğini söylediler," dedi. Çalışma, hayranlık deneyimlerinin "çevre yanlısı niyet" ile güçlü bir bağlantısı olduğunu buldu.
Bu, daha fazla geri dönüşüm yapma, atıkları azaltma veya okyanus koruma çabalarını destekleme niyetlerini içeriyordu. Dr. Schaffer, "Turizm genellikle görsel bir deneyim olarak çerçevelenir," dedi.
"Ancak diğer duyularımız - özellikle ses - yerlere, alanlara ve türlere nasıl bağlandığımızı şekillendirmede önemli bir rol oynar." Katılımcılar, doğal balina seslerine veya önceden kaydedilmiş balina seslendirmelerine maruz kalan gruplara ayrıldı.
Her iki grup da güçlü hayranlık duyguları bildirdi. Dr. Schaffer, bulguların doğal ses manzaralarının anlamlı ziyaretçi deneyimlerini şekillendirmede ne kadar önemli olabileceğini gösterdiğini söyledi.
Ayrıca su altı akustik ortamlarının gürültü kirliliğinden korunması gerektiği ihtiyacını da güçlendirdiğini söyledi. Dr. Schaffer, "Ses, genellikle gözden kaçan doğal bir kaynaktır," dedi.
Sunreef yöneticisi John Fell, araştırmanın işletme için değerli bir varlık haline geldiğini söyledi. Bulguların, çevre eğitiminin ve duygusal katılımın nasıl el ele gidebileceğini güçlendirdiğini söyledi.
Dr. Schaffer, içgörülerin gelecekteki turların uzun vadeli etki için nasıl tasarlanacağını şekillendirmeye yardımcı olacağını umuyor. "İnsanların sadece bir fotoğrafla değil, aynı zamanda okyanuslarımızı korumayı destekleyen bir zihniyetle ayrılmasını istiyoruz," dedi.