Mahatma Gandhi'nin nadir bir yağlı boya portresi, Londra'daki bir müzayedede 150.000 sterlinden fazla bir fiyata satıldı. Bu olay, sanat dünyasında ve tarihsel eserlerin değerinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Bu portre, Gandhi'nin oturduğu bilinen tek portre olması nedeniyle büyük bir ilgi gördü ve müzayede tahminlerinin iki katından fazla bir fiyata alıcı buldu.
Bu satış, Gandhi'nin mirasının ve sanat eserlerinin zaman içindeki değerinin bir kanıtıdır. Sanat tarihçileri, bu tür eserlerin sadece sanatsal değerinin ötesinde, tarihi ve kültürel öneme sahip olduğunu belirtiyorlar. Örneğin, 1931'de İngiliz sanatçı Clare Leighton tarafından yapılan portre, Gandhi'nin Londra ziyareti sırasında çizilmiş ve sanatçının bir politik gazeteci olan ortağı aracılığıyla erişim sağlanmıştır. Bu portre, Leighton'ın ailesinde uzun süre kalmış ve bir zamanlar bir bıçak saldırısına maruz kalmıştır.
Türkiye'de de benzer şekilde, tarihi figürlere ait eserler büyük ilgi görmektedir. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu dönemine ait eserler, müzayedelerde ve koleksiyonerler arasında yüksek fiyatlara alıcı bulmaktadır. Bu durum, hem yerel hem de uluslararası sanat piyasasında tarihi eserlere olan talebin artarak devam ettiğini göstermektedir.
Sonuç olarak, Gandhi portresinin satışı, tarihi eserlerin ve sanatın değerinin sadece maddi değil, aynı zamanda kültürel ve tarihi açıdan da ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu tür olaylar, geçmişin mirasını koruma ve gelecek nesillere aktarma çabalarına da ışık tutmaktadır.