Stella ve Roxy, Avustralya'nın Victoria eyaletinde bir köpek kreşinde tanıştı. Sadece beş aylıklardı. Başlangıçtan itibaren, birbirlerini hep tanıyorlarmış gibi birlikte oynadılar. Arkadaşlıkları, çevrimiçi birçok insanı etkileyen yürek ısıtan bir hikayeye dönüştü.
Benzer kişiliklere, boyutlara ve renklere sahiplerdi. Hatta benzer tasmalar takıyorlardı. En büyük sürpriz, aynı gün doğmuş olmalarıydı. Stella'nın sahipleri yetiştiriciyle iletişime geçti. Stella ve Roxy'nin aynı batında doğan ve farklı aileler tarafından evlat edinilen kardeşler olduğunu öğrendiler.
Bu yeniden birleşme benzersiz değil. Araştırmalar, yavruların kardeşlerini ve annelerini, aylar sonra bile tanıyabildiklerini gösteriyor. Bir araştırmaya göre, yavrular, uzun süre birbirlerini görmemiş olsalar bile, koku yoluyla kardeşlerini tanıyabilirler. Bu, kokunun köpeklerin tanınmasında ve aile bağlarında önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Daha fazla araştırma, yavruların, görsel ipuçları sınırlı olsa bile, kardeşlerini diğer köpeklerden ayırt edebildiklerini gösteriyor. Bu yetenek, muhtemelen her köpeğin erken yaşta oluşturulan ve koku hafızalarında tutulan benzersiz koku profillerinden kaynaklanmaktadır.
Köpekler, kokuyu duygusal bir hafıza olarak kullanır. Uzmanlar, köpeklerin birbirlerini görmekten çok koku yoluyla tanıdıklarını söylüyor. Stella ve Roxy tekrar karşılaştıklarında, içgüdüsel olarak diğerinin kim olduğunu biliyor olabilirler.
Sahipleri onları bir arada tutmaya karar verdi. Kardeşlerin birbirlerini görmeye devam etmelerini sağlayacaklar. Birlikte koşmaktan ve uyumaktan hoşlanıyorlar. Ayrıca aile olduklarını biliyorlar, bu da bağlarını daha da özel kılıyor.